Friday, August 14, 2009

Doğanın El(f) Kitabı

Deprem tarifi: Bir keresinde odamın içine kocaman bir boğa girdi. Boynuzlarını ileri geri salladı ve her şeyi yerle bir etti. Yatağımı sırtına alıp savurdu. Çok korktum!

Gece ve gündüz tarifi: Bir tabak şekerli hamuru fırına koydum. Hamur yavaş yavaş turunculaşmaya başladı ve en sonunda kabarık, tupturuncu oldu. Üstünü bir bardak çikolatayla sıvadım ve Hindistan ceviziyle süsleyip servis yaptım.

Deniz tarifi: Endonezyalı kadınların başında; billur, parlak, turkuaz Jakarta kumaşlar var. Saçlarında gözleri yeşil, mavi, kahverengi tokalar.

Kader tarifi: Avucun içindeyken sıkılmaması gereken, yoksa buruşan ve küre şeklinde olduğu için bir daha asla düzeltilemeyen bir şey varsa o da ping pong topudur.

Ay tarifi: Dolunay: Suda eritilen asprin, Ay yüzeyindeki kraterler: Ponza taşı, Ay rengi: Rakı balık, Ay tutulması: Ayrılık, Yeni Ay: Doğum

Kedi tarifi: Yüzüme pudra sürmek için aldığım, üstünde pembe kurdela olan pufları makyaj sepetimin içine koydum. Bütün gün orada uyuyorlar.

Kuş tarifi: Gözlerimi açıp kapadığımda küçük halkalar görüyorum. Buğulu, iğne deliği kadar halkalar...

Geyik tarifi: Akasya ağaçlarının dore dalları arasından pamuk polenler dökülüyor her rüzgar esişinde.

Kuzu tarifi: Karla kaplı patika.

Güneş tarifi: Ev oturmalarında mandalinalı jöleler yapar anneanneler. Küçük kız çocukları gülümseyerek baksınlar diye masada; bütün keklerin, kurabiyelerin, böreklerin ortasına koyarlar tabakları. Sabırsız, aceleci ve sıcak.

Kuyruklu yıldız tarifi: Masal kitaplarındaki uzun siyah saçlı kız.