Friday, September 25, 2020

Kargaburun

Tin beni adımla çağırdı
ruhun en karanlık gecesinde. 
Müjde, kristal küremin yansımasında.
Vecd hali mi? Yakında... 
Mor kadife bir düş,
çiçeklerle bezeli vitraylar,
dantelli beyaz gömlek,
çay fincanları, beyaz şarap ve kek.
Alevli kalbimin içinde
vahşi olanın çağrısı.
Hayat/ ölüm/ hayat çünkü
Dorian Gray'in zevküsefası. 
Kaç haz uğruna kopuldu hayalden?
Ve hayata dönüldü yer altından?
Ölümden ve kandan.
Adeta afyon patlaması! 

Kemikler ismimi fısıldadı
yarı siyah yarı altuni bir peçeden
ruhumun dans hali bu kendine dönen. 
En dipte hazineler,
duvarda alacalı huzmeler,
neşe bazlı sukulentler,
ve muzlu dondurma.
Kazılacak şeyler var kaşıkla.
Tatları tadabilmek,
planları planlamaktan değerli çünkü.
Kurt Ana'nın olgunluk çağı! 

Inanna bana seslendi
kırmızının keşfine çağırdı beni
mistik yaralarımı kanatmaya,
yeniden ben olmaya.
Uluyarak ormana doğru koşuyorum.
Benliğimi doğuruyorum
bir kez daha... 

Dipteki Hazine

Coşku!
Dünyanın sonu gelmek üzereymiş gibi,
yeniden kanatlanacakmış gibi,
her şeyden muaf,
her şeyden uzak.
Bir kordonla bağlı hayata
oysa fırtınalar kopuyor yerin altında.
Vahşi bir çığlık bu,
mistik bir kendinegeldi. 
Bir coşku
her şeyi kurtaracak,
benliği yeniden doğuracak.