Friday, May 06, 2011

Büyücüler beni ele geçirdi!

İnsanın rüyasında dolu dolu ağlaması komiktir,
uyanınca azalan neşesi dışında.
O biraz sallama çay gibidir,
bir tiryaki için
tatsız
ve günü idare edecek kararda.
Ciddiyeti diğer tüm yetiler gibi,
nereye koyacağını bilememesi,
acemiliktir insanın.
Meşguliyet,
mükemmelliyet,
mecburiyet,
izafiyet...
Oyun parkına dönen hayatının,
derinliğini/deliliğini yaşayamayan
patlayan kafa sendromlu
lacivert elbiseli kadının.
Ruhundan uzak,
uzakta ve soğuk.
İnsanın kolunu bile kıpırdatamaması sarkastiktir.
Bütün ışıkları yanıyorken odanın
ve yeterince ışık yokken odada
söndürmesi ışıkları üstüne.
Hayat sensörlüdür çünkü.
Bir nesne kadar yaşamaması ironiktir
ve yaşamaması
hayatta kalacak kıvamda.