Wednesday, December 16, 2020

Adamantin

Tatlı bir çan sesi
içinde yüksük otu var belli
küçük halkları çağırmak için.
Beni göremezler zaten
şeytan fırçası takılı saçımda.
Ağzımda böğürtlenler var.
Onları görmek için 
kilitli sandıkları aç,
altın bir bıçakla kes
yapraklarını ve 
gözünü budaktan sakınma. 
Unutma, perilerin lisanı bu.
Cennetteki şeytanın gözü.
Kalbin feng shui’si.
Suların çağladığı yerde
hiçbir mum yanmamalı. 

Aeterna

Seidr büyüsü yapan Völva,
teatral bir cadıyım ben.
Olmakta olanın içinde,
zamansız bir biçimde var olan.
Merlin'im ben
bir hodan çiçeği.
İyiye bakan, zor kısmı gören, zorluklara şefkat duyan
meleksel bir perspektiften.
Kararsızlıklarımı ay suyuyla yıkarım.
Bu yüzden düzensizdir esbatlarım. 
Çocuksu,
çatlak,
hayalbaz,
işveli,
ciddi.
İşte benim pentaklım.
Kendi kuyruğunu ısıran yılanım.
Bir anında huzur arayan
diğer anında şikayetçi, özgürlük isteyen.
Uçarı ve tutarsız bir karakter.
Buda’nın kadınsı bilgelik gözleri 
hep açık olan.
Başımda biberiyeden bir çelenk.
Ona derin bir nefes:
hayatın girift esrikliğine,
uğursuz güzelliğine,
ametist enerjiye,
düşünmemeye.
Anılar sadece fevkalade muazzam sigiller
korkuyla lanetleyen.
Anılarımı adaçayı tütsüsüyle arındırırım.
Düşüncelerimi yastık altında kendime uyumlarım.
Gayet gerçek fantezilerin 
zamansız deneyimlerinin güzelliği ile
semersiz yaşarım.
İşte benim serafinim.
Ben yine bir aşk kadar gencim
ve bir goblin kadar kadim. 

"Zihin; aslında her şey eski anıların duyularına dayalı olduğu halde, insanlar bunun mantık olduğunu düşündüklerinde, mantıklı yaşadıklarında ve bunun zekilik ve mantıklılık olduğunu iddia ettiklerinde çıldırır. Bana göre bu üzücüdür. Sıkıcıdır." Adamus Saint-Germain