Renk Ahenk

Ölümcül Güzellik Rutini

Her sabah erkenden uyuyup gece erkenden uyanmalı

İlk iş yarasalar gibi esneme hareketleri yapmalı

Pencereye çıkıp Ay selamlanmalı

Sonra cildin parlaması için ılık kanla duş alınmalı

ve nemlendirici olarak tüm bedene cadı kremi uygulanmalı

Kahvaltı günün en önemli öğünüdür, kahvaltı sağlam yapılmalı

beyinle, irinle, neşeli kurtçuklarla

Ardından güne hazır olmak için vitaminler alınmalı

Vitamin dediysem Mr. Hyde karışımları ve hapları

En sevdiğin insan derisini de geçirdikten sonra şıklık tamamlanmalı

Son bir kez aynada kendine bakılmalı ve kendin aynada görülmemeli

Şimdi artık geceye tamamen hazırsın

Kara kedi formunda dışarı adımını atarsın

Ölümcül güzellik rutini ile hep genç kalacaksın.

40 yaşındaki bana ithafen...

Anna Zawadzka-Dziuda

İkametgah

Denize…

Güneş suda batmıyor.

Zaman desen herkese farklı bir hava.

Ama su çok güzel.

Denizdeyken en çok yoga yapmayı seviyorum

ve kendimi bırakmayı

dolsun diye bedenime likit hava.

Bir Deniz Hissi

Gözlerimi kapatınca güneş

gölge oyunları oynar göz kapaklarımda.

Dünyanın en iyi görüntüsü

suyun altındaki bacakları izlemektir aslında.

Zevkler ihmale gelmez,

gelmemeli.

Dağlar en iyi arkadaşım.

Rüzgar ben nereye gitsem oraya gelir.

Denizde olmaksa meditasyon

bir hayli nemli ve derin.

Astronotlar da böyle mi hissediyor acaba?

Derin ve Sessiz

Oynaşan halkalar

Turkuaz balıklar

Şeffaf derinlik

Denizin simi

Bir sürü balon hissi

dolduran bedenimi.

Dağların gözetiminde

denizin billur tonu

güneş beni seçmiş

içimde yaşayan

hayli duyarlı kişi memnun.

Yüzmek yenilenmek

ve bir olmak denizle.

Barok Cadısı

"Bir cadı en karanlık ormanda asla korkmamalı çünkü ruhunda, ormandaki en korkunç şeyin kendisi olduğundan emin olmalı." Terry Pratchett

Ay'dan Dünya'ya bakmalıyım

duygularım görüşümü engellememeli. 

Çiçek dermeliyim zehir bahçesinden

çırılçıplak dalmalıyım yıldız denizine.

Bu karanlık bir armağansa şanlı iskeletime

ki biliyorum sever beni ecel. 

Vantablack'i Sirius'a dönüştürmeliyim

obur dünyaya gitmeden önce

yutmadan önce beni hiçlik.

Kabul edişin şarkısı,

nefesin dansı,

kozmik latte

fügümdür benim. 

"Ey saf yokluk 

ölümden özgür 

hayvan yüzümü

gösterdim

sana.

Dünya ve yansımaları,

zaman ve kırılmaları

ateşimdir." Pelin Batu

Altuni köpüklerin oynaştığı

biramı yudumlarken

hiç hayalim olmamasını düşünüyorum.

Rüyada yas kıyafeti giymek şansmış.

Hayatımdaki şanslar hep böyle şakacı.

Kara cadı güvesi ben

jüpon dalgaların haylazı.

Planlamayı reddediyorum hayatı.

Kader sadece arketip

Gölgelerin Kitabı'nda

ki onu ben yazdım

dev tavşancılotlarıyla.

Şimdi elimde olan günübirlik umutlarım

yeter de artıyor

kahramanken

bir Bohemya masalında. 

Suskun Yaz

Huzurdan mürekkep bir yazdı.

Bütün ne derleri,

ne derlerse desinleri, 

her şeyi sözlere dökmeyi,

sözlere döküp de tüm eşsiz düşleri 

ucuzlaştırabilmeyi

bütün kelime yanlışlarımı,

topuklu rahatsız ayakkabıları,

şekerli kokuları,

mutlu etmeyi kötü kralları

attım.

Alexandrite hikayelerimi,

ağlayıp gülmeyi,

gülünecek ne varsa her şeyi,

parlak şeyleri,

akşam yemeklerinin lezzetini,

kitaplardaki cümleleri,

tenimin güzelliğini,

güneşi içip kutladıklarımı

kendime sakladım.

Kendi karanlığını unutma

özensen de pastel tonlarına.

Yanakları pembe kuklalar

çekici gelebilir sana

ama sadece bir anlığına.

Külden yaratıldığını,

kemiklerinin dışında olduğunu,

kanının başına buyruk aktığını unutma.

Özlü sözler, taze çiçekler,

her şeyin en güzeli, daha da güzeli var.

Mutluluğun serin mabedinde,

teni çiçek gibi kokan heykeller var. 

Sen bunlardan biri değilsin.

Sen ölümle alay eden,

herkes kadar normal birisin. 

Güneş olmaya çabalayan bir Ay. 

İşte seni özel kılan da bu. 

Carolina Reaper

Geceleri güvez bir kırmızılık,
gündüzleri tatlı gökyakut.

Döngünün kromatik lisanı. 

Nemlendirici kremin kadifemsiliğini

seviyorum bu aralar. 

Buzlusundan sadesine

tüm kahveleri,

demirinden çinkosuna

tüm vitaminleri,

sonra pembe rujları,

upuzun sigara ağızlıklarını,

rengarenk boncukları,

takı tabaklarını,

lavanta ve gül kokulu her şeyi,

umut veren her şeyi seviyorum. 

Cevapların masanın üstünde olmasını,

birden fazla masa olmasını,

görünmeyenin şifonun ardında olmasını,

kimsenin anlamadığı şeyler söylemeyi,

uzayı ve masalları konuşmayı. 

Küçük egzersizler,

güzel yemekler,

hülyalara, öte dünyalara dalıp gitmek...

Kimseyle paylaşmamak eğlendiklerini. 

Bir söğüt dalını bükebilir hayat,

en çabuk iyileşen yerinden iğneleyebilir,

geçmişin hayaletleri ziyarete gelir bazen,

kabuğunda bir mücadele sürebilir.

Kendine varırsın,

basit bir izin vermekle,

basit bir nefes vermekle.  

Bunun için en acı,

bazen en umut vericidir.

Günler Carolina Reaper.

Tresort

Bir kurbağanın karnında yaşıyorum.

Rengarenk ağaçlarla kaplı,

mavi ardıçlar ve baştankaralar da var.

Zaman yok.

Kurbağanın zamandan haberi yok.

Keçuva halkının bildiği gibi

geçmiş ileride, 

gelecek arkada.

Sazlıklardan seyrediyorum her şeyi.

Kurbağanın merkezindeki zümrüt

yaşamın her şeyi.

Bütün cevaplar zümrütte.

Aslında her şey olması gereken yerde.

Tek bir zümrüt de yok.

Kurbağanın daha iyi bir dünyadan haberi yok.

Kurbağa olması gereke yerde. 

Ruh Taşı

Enerjini cesaretle kucakla,
izin ver ona.
Şüphesiz mutlu olmanın
yegane yolu bu.

Enerjini tutkuyla kucakla,

aşık ol ona. 

Nefesalkabulet

daha da cesaretle,

daha da tutkuyla.

Ben güçlü değilim,

ben parlak bir ışığım.

Saeroyi

"Ben bir kayayım.

Beni ateşe atabilirsin.

Yerimden bile kıpırdamam

çünkü ben bir kayayım.

Beni dövebilirsin.

Ben sağlam bir kayayım.

Beni karanlıkta bırakabilirsin.

Ben tek başıma

parlayacak bir kayayım.

Doğanın kendisine karşı gelirken

ne kırılırım,

ne küle dönerim,

ne de çürürüm.

Ben hayatta kalırım.

Ben elmasım."

Boyun eğme,

umudunu kaybetme,

gururlu ol, 

başaracağına inan,

ilkelerin için bedel ödeme,

kimseyi kim olduğuna ikna etme,

asla diz çökme!

Little Prince

Mountain Ghost

Hwa San-chiuen

PSYCHE

Lanetli şatonun teneke prensesi.

Saçlarında yıldızlar sönüyor,

gözyaşları örümceklere dönüşüyor.

Kabuslarla beslendiği için

hiç büyümüyor. 

Neyse ki artık Mang tae var.

Sabırsız, inatçı, takıntılı

her zaman cafcaflı. 

Güzel bulduğu her şeye sahip oluyor

bir çocuğun kalbine,

sivri bir nesneye,

karanlık romantizme.

Batı Cadısı'nın büyülü kızı.

Ay ışığında yıkanıyor,

kelebeklerin kanatlarını kesiyor.

İnsanlarla beslendiği için

sevdiklerinin kalbini yiyor. 

Neyse ki artık Sang tae var.

Kabuslarla Beslenen Çocuk

Diyonizyak

Your paradise is not for me

Wake up woman!

You're not a princess, you're a dragon!

Sakinliğin kung fu'su bu,

fantastik bir avantür.

Bir şeftali çiçeği gibi zamanı gelmiş

korkusuzca açmaya.

İyi bir insan olmaktan başka

önemli bir şey yok 

Hayatta her şeyin olabileceğini

kabul etme zamanı geldi.

Şimdi sihre ve fanteziye 

izin vermeli. 

Beslemenin felsefesi bu,

şeftali ağaçları çiçek açarken. 

Korkmadan uçmak

Miyazaki rüzgarlarında

kapıları zorlamak.

Hüznü değil,

eğlenmeyi seçmek

şeftali çiçekleri gibi. 

Sınırsızlığın fiziği bu. 

Her şey benim enerjim.

Merlin benim.

Cennet

"Merak ediyorum, çalışma odamda oturduğun sabahlarda acaba hiç dinginlik yaşadın mı? Çünkü haklısın Ruben, dünya dönmeye devam ediyor ve gayet acımasız bir yer olabilir. Ama benim için o dinginlik anları cennet olabilir. O seni hiç terk etmez." Joe, Sound of Metal

Penceresi sokağa bakan

bomboş bir odada

sadece otur.

Otur ve kahveni yudumla.

Hiçbir şey yapma.

Sessizliği dinle. 

Eğer dayanamazsan

eğer bu sessizlik sana fazla gelirse

önündeki kağıda yaz.

Anlamlı olması gerekmiyor

sadece o an yaz. 

Bir şeyler çizme, sadece yaz. 

Şeytan'ın Aşkı

"Tanrı melekleri yarattığı zaman kendinden başkasına eğilmemelerini söyledi. Sonra meleklerden daha üstün bir form olduğunu düşündüğü insanı yarattı ve insanın önünde eğilmelerini söyledi. Şeytan insana eğilmedi. Şeytanın insanın önünde eğilmemesinin nedeni Tanrı'ya olan aşırı sevgisiydi. Yalnızca Tanrı'nın önünde eğilebilirdi. Tanrı daha sonra işaret verme biçimini değiştirdi ama Şeytan ilk işaretler dizisine o kadar bağlanmıştı ki bunları kıramadı. Şeytan'ın bir kalbi var mıydı yok muydu bilemiyorum ama zihninde aşık olduğu Tanrı'dan başkasına eğilemezdi. Sonunda Tanrı "seni gözüm görmesin" dedi. Cehennemin şimdiye kadar tanımlanma şekillerine baktığımız zaman, cehennem ıstıraplarının en kötüsü Maşuk'un yokluğudur ki bu Tanrı'dır. Peki, Şeytan cehennemdeki durumu nasıl sürdürüyor? Tanrı'nın "cehenneme git" dediği zaman yankılanan sesinin anısıyla. Bu büyük bir sevgi işareti. Şeytan Tanrı'ya aşık. Ve Tanrı'dan ayrı düşmüş. Şeytan'ın esas acısı bu." Joseph Campbell

4th Prince Wang So

Su 

kenarında 

oturduğumda

yükseliverdi

bulutlar...

Sevgisinden asla vazgeçmeyen

onurlu bir prensin hikayesi.

Kalbinden ve yüzünden yaralı

bu yüzden kararlı,

başına buyruk

son derece sıra dışı.

Bu yüzden çok güzel.

Nihayetinde So

özgür bir kurt köpeği.

İtaat etmeyen bir köpek,

iyi ve bilge bir kral.

Sen benim mitimsin,

benim karanlık prensimsin.

Asla ulaşamayacağım bir hikayesin.

Sevgisinde beni asla şaşırtmayan

sevmekten asla vazgeçmeyen.

Bencilliğin ötesindeki aşkın,

kendini adayışın,

kendi içinde yaşayışın,

yalnızlığın.

Uzun bir süre seni düşüneceğim,

gerçek olmadığını

ama aslında çok gerçek olduğu.

Ve eşsiz olduğunu.

Uzun bir süre üzgün olacağım...

Mağrur, tutkulu, gizemli, gururlu prens

seni hep özleyeceğim

ve seni daima iyi hatırlayacağım.

Bir mitolojinin içinde güzel yaşa.

Çiçek Tozu Yolu

Kimse beni anlamıyor
ne sen ne de dünyanın geri kalanı.

Ben de kendimi anlayacağım.

Korku ve arzuyu aşarak

hayatla bir olacağım.

Kabul edeceğim 

peri masallarının hüznünü,

çiçek tozu yolunun neşesini.

Bir manzara karşısında,

bir tablo karşısında,

içten gelen bir mutlulukla

tanrıyı hissedeceğim.

Merhamet duyacağım

var olanın bütünlüğüne

ve olanın kısmiliğine.

Mutluluk

"Mutluluğunuzu bulmanın yolu, en mutlu hissettiğiniz ama yalnızca heyecanlı ya da etkilenmiş olduğunuz anları değil, derinden mutlu olduğunuz anları aklınızda tutmaktan geçer. Bu, biraz kendi kendini analiz gerektirir. Sizi mutlu eden şey ne?

Yaşamın tamamı kederlidir; ancak kederden bir kurtuluş da var. Bu kurtuluş cennet gibi, bir yerdeki bir mekan değil de bir zihin ya da bilinç durumu olan Nirvana. Nirvana tam da hayat karmaşasının orta yerindedir. Arzular, korkular ve sosyal bağların güdümünde yaşamayı bıraktığınız, özgürlük merkezinizi bulduğunuz ve tercihlerinizde ona göre hareket ettiğiniz zaman bulduğunuz durumdur. Çıkışı bu merkez olan istemli hareket, bodhisattva'ların hareketidir. Neşeyle dünyanın kederlerine katılmadır. Ele geçmezsiniz çünkü korku, şehvet ve yükümlülükler gibi sizi ele geçirme ihtimali olan şeylerden kendinizi kurtarmışsınızdır." Joseph Campbell

Master of the Books

Waldemar Bartkowiak