Saturday, August 21, 2021

Suskun Yaz

Huzurdan mürekkep bir yazdı.

Bütün ne derleri,
ne derlerse desinleri, 
her şeyi sözlere dökmeyi,
sözlere döküp de tüm eşsiz düşleri 
ucuzlaştırabilmeyi
bütün kelime yanlışlarımı,
topuklu rahatsız ayakkabıları,
şekerli kokuları,
mutlu etmeyi kötü kralları
attım.

Alexandrite hikayelerimi,
ağlayıp gülmeyi,
gülünecek ne varsa her şeyi,
parlak şeyleri,
akşam yemeklerinin lezzetini,
kitaplardaki cümleleri,
tenimin güzelliğini,
güneşi içip kutladıklarımı
kendime sakladım.

Kendi karanlığını unutma
özensen de pastel tonlarına.
Yanakları pembe kuklalar
çekici gelebilir sana
ama sadece bir anlığına.
Külden yaratıldığını,
kemiklerinin dışında olduğunu,
kanının başına buyruk aktığını unutma.
Özlü sözler, taze çiçekler,
her şeyin en güzeli, daha da güzeli var.
Mutluluğun serin mabedinde,
teni çiçek gibi kokan heykeller var. 
Sen bunlardan biri değilsin.
Sen ölümle alay eden,
herkes kadar normal birisin. 
Güneş olmaya çabalayan bir Ay. 
İşte seni özel kılan da bu. 

Carolina Reaper

Geceleri güvez bir kırmızılık,
gündüzleri tatlı gökyakut.
Döngünün kromatik lisanı. 
Nemlendirici kremin kadifemsiliğini
seviyorum bu aralar. 
Buzlusundan sadesine
tüm kahveleri,
demirinden çinkosuna
tüm vitaminleri,
sonra pembe rujları,
upuzun sigara ağızlıklarını,
rengarenk boncukları,
takı tabaklarını,
lavanta ve gül kokulu her şeyi,
umut veren her şeyi seviyorum. 
Cevapların masanın üstünde olmasını,
birden fazla masa olmasını,
görünmeyenin şifonun ardında olmasını,
kimsenin anlamadığı şeyler söylemeyi,
uzayı ve masalları konuşmayı. 
Küçük egzersizler,
güzel yemekler,
hülyalara, öte dünyalara dalıp gitmek...
Kimseyle paylaşmamak eğlendiklerini. 
Bir söğüt dalını bükebilir hayat,
en çabuk iyileşen yerinden iğneleyebilir,
geçmişin hayaletleri ziyarete gelir bazen,
kabuğunda bir mücadele sürebilir.
Kendine varırsın,
basit bir izin vermekle,
basit bir nefes vermekle.  
Bunun için en acı,
bazen en umut vericidir.
Günler Carolina Reaper.