Tuesday, July 09, 2019

Midsommar

Güneş tutulmasında
geçmişle son kez
yüzleşeceğimden,
kendime ayna tutacağımdan
bahsediliyor.
Kara bir ayna...

Neden bütün arkadaşlıkları
geride bıraktığımı düşündüm,
biramı yudumlarken.
Unutmak istediğim her detayı
hatırlatıyorlardı çünkü
Ghost World'de de dendiği gibi.
Bazen hiçkimseye söylemeden
rastgele bir otobüse binip gitmek
ve orada bambaşka
bir insan olmak istersin.
Yepyeni bir insan olmak.
Seni tanıyan insanlar varken
bu zordur.

Uçlarda olmayı aşamıyorum.
Hayatımda dengede olduğumda,
güvenli alanda,
daha rahat ediyorum.
Bu, potansiyelimi
daha çok ortaya çıkarıyor.
Kendimi iyi hissettiğimde
içimdeki yaratıcılık yol alıyor.
Belki bu yüzden dengeli bir hayatta
rahat ettim, her gün yeni bir
karar almamak için.

Hayatın kesin çizgileri yok.
Çok büyük laflar edecek kadar
Roman tanrısı mıyız ki biz?
O yüzden savaşmayı bıraktım
haklılıkla, rahatımı bozanlarla.
Şüphesiz ki en büyük günahtır
bir keyfi darmadağın etmek
post modern ahitte,
Yaşa İncili'nde.
Yaşıyorum DNA'mdaki gevşeklikle.

Yok Oluş Uysallığı

Dünyanın sonu gelmeden
okuyabildiğim kadar kitap okuyacak,
izleyebildiğim kadar film izleyecek,
görebildiğim kadar ülke görecek,
tadabildiğim kadar yemek tadacağım.
Dünyanın sonu gelmeden
en korktuklarımı
ve en heyecanlandıklarımı
gerçekleştireceğim.
Endişelenmeyi keşişlere
ve hocalara bırakacağım.

Mood

Hayatı hep
yarın dünyanın sonu gelecekmiş gibi
yaşa derlerdi.
O yarın
ciddi anlamda yaklaştı.
İnanılmaz bir rahatlık geldi bana.
Dünyanın sonunda.