Wednesday, August 21, 2019

Sarımsaklı Büyü

Işığı, yetenekleri, hevesleri
harcanmış bir kadınım ben.
Toprağın kancası,
ölümün kokusu,
biranın tortusu
hayatımın üzerinde.
Kanadı kırık kuş,
kanadı kırık melek heykeli
çok şey anlatıyor aslında.
Mistikleri olan bir kadınım ben
oldukça tembel ve huysuz.
Hayatım tuzlu su,
içtikçe susadığım.
Nasılsa zaman
hepimizi hayalet yapacak
umutlarına sarılamadığım.
O zaman varsın süratsiz yaşayalım
başarısızlıklar ve trampetler eşliğinde.
Heyhat haraplık!

Oh My Venus

Sağlıklı
olmak
dünyadaki
en seksi şey.

Madame La Serpente

Soğuk ve kasvetli ormanlarda vazgeçtim bekaretimden
ve beslenmem gereken zamanlarda kan kokusuydu ailem.
Ben seninle bir gün opium içip, deliliğin sınırlarında gezinebilme ihtimalini sevdim.
Bran'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman,
özlemeye başladım mezarımı.
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki susuzluktan ağır geldi çoğu zaman.
Benim Ishtar'ım vardı, Dagon'um...
Bir de ışık getiren düşmüş meleklerim.
Transilvanya'ya usul usul kar yağıyordu
ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmak
yem olmak demekti uluyan çocuklara.
Oysa hiç ısırık izim olmadı benim, hatırladığım.
Kurban resitalinin ortasında masum bir yüzdüm sadece
fırfırlı düşler biriktiriyordum,
aşk şiirleri yazıyordum sevgilime.
Ben insan kalabilme ihtimalini seviyordum sinsi ziyafetlerde.
Tekinsiz davetliler beni zamansız,
amansızca bir griliğe sürükledi o ilk gece.
Ben senin beni dönüştürme ihtimalini sevdim,
ben seninle birlikte beslenebilme ihtimalini sevdim.