Friday, January 30, 2015

Faerie

Hiç bu kadar hissetmemiştim kendimi.
Gün kalbimde batıyor.
Vilhelm Hammershoi kadınları gibi.
Alfred Crowquill'in dünyası gibi:
"Dragons, faces of queens, kings, demons, witcehs and monsters."
Xavier Dolan'ın monologları gibi. 
Tablolara yeniden isim vermeyi seviyorum.
Her şeyi çöpe atmayı,
Limonları ve biberleri.
Kendimi film izleyerek iyileştiriyorum.
Hayatım gizli gözleri olan Victoria masaları.
Her gün yeniden doğmaya çalışıyorum.
İnsan kendini öldürebilmeli,
kafasında.

Frau Doll'un Olgunluk Çağı

Richard Linklater: Uzun yürüyüşler, felsefi diyaloglar, aşkın ve hayatın en gerçeği. Sen tanıdığım en hayat dolu bir bilgesin.

Jessica Lange: Beni hayata, senin gözyaşların ve olaylara verdiğin doğal tepkiler döndürdü. Sen o parmağını bana doğru uzatıp konuştukça, ben burada gerçekliğime kavuştum.

Mme Proust: Kafa yapan otlarla uğraşan, yaşama kök salmış, rengahenk bir otacı. Dostluğun anılarımı güzelleştirdi.

Fernando Pessoa: Seni karanlığından öpüyorum. Bir yerlerde, benim ruhumun içinden, benim hayatımı yaşamış bir adam var. 

Dad About Time: Seninle, zamanın birinde mutlaka buluşacağız. Sen deniz kenarındaki odanda yeni kitaplarını okuyor olacaksın. Zaten zaman yolculuğuna da daha fazla kitap okumak için çıkmamış mıydın? Ve ben ansızın geldiğimde, bana o komik hikayelerinden birini anlatacaksın. Fonda Nick Cave çalıyor olacak. Son bir kez sahilde yürüyüş yapalım mı dediğinde saatler duracak. Ben hep 10 yaşında, sen hiç ölmemiş gibi.

Nick Cave: Bir deniz canavarının kamburu gibi apansız ortaya çıkan ve sonra tekrar yok olan gerçeklerin avcısı. Kelimeleri, köleleştirdiği ejderhaların üzerine cila yapar. Performansı, kara büyücüleri kıskandırır.

Norma Desmond: Yüzüğünün ucuna takıp içtiği sigarası, leopar kaplı ruhu ve Akrep gururuyla ben oyum. O ben. Daima genç, daima güzel, daima sahnede.

Sion Sono: Soğuk balık.

Tyrion Lannister: Ucubeliğini kendine zırh yapmış bilge. Ömer Hayyam'ın yarım reenkarnasyonu. Bir bu kadar da cehennemde var.

Vanessa Ives: Hepimizin şeytanları var.

M. Gustave: Dünya zaten çoktan beridir kötü bir yer. Fakat bazı insanlar olağanüstü bir zariflikle bizi dünyanın güzel olduğuna inandırmayı başarıyorlar.

Jay Gatsby, Old Sport: They're a rotten crowd. You're worth the whole damn bunch put together.